2/25/2010

Bir Dolmuş Yolculuğu Nasıl Dramatize Edilir Vol.2

Merak edenler için dolmuş yolculuğumun devamı.
İlk bölümü okumayanlar sayfayı biraz aşağı kaydırırlarsa aradıklarını bulacaklar.


................Nihayet kulağımdakini çıkardım ve kafamı hafifçe eğerek soran gözlerle baktım. (Biraz kaşlarımı çatıp ağzımı da yamultmuş olabilirim.)

Adam tekrar etti: "Beşiktaş'a gitmiyormuş."

Tepesinde koskocaman Beşiktaş yazan bir dolmuşun Beşiktaş'a gitmemesi oldukça tuhafıma gitse de, neden diye soramadan, pıtır pıtır aşağı dökülen insanların peşine takıldım. Zaten kulağımda müzik varken genelde algıda sıçıcıyımdır. (Aynı şekilde güneş gözlüğü taktığımda da kendimi yarım hissederim. Gerçi bunun sebebi pazardan alınmış kömür camlı gözlükler takmam da olabilir. Eninde sonunda konuya hakim olamıyorum işte. Zaten ben film de izleyemedim uzun yıllar. Hayatı kaçırıyorum sandım. Geri döndüğümde konuya hakim olamam diye korktum. Hayatı alıp götürür birileri, oynayıp değiştirirler, çok severler, sonra beni aralarına almazlar diye korktum.)


İyice sıçmamak için koyun psikolojisinden yardım aldım anlayacağınız, sıçacaksak beraber sıçalım hesabı. Hani göze batmamak için. (Göze batmayı da sevmem oldum olası. Üniversitedeyken derse geç kaldığım zamanlar, bütün sınıfın bakışları önünde amfiye girmektense bir saat beklemeyi göze alır, herkesle beraber teneffüsten sonra girerdim derse; ama ne yalan söyleyeyim göze batmadan dikkat çekmek de pek hoşuma giderdi.)


Kalabalık, bir sıçışa doğru değil, başka bir dolmuşa doğru ilerliyordu. Demek ki ben müzik dinlerken bir organizeyşın yapılmıştı. Olsundu. Hoşuma gider ben gelmeden çözülen sorunlar. Ben de onlarla öteki araca bindim ve yeniden para vermeyi aklımın ucundan geçirmeden oturdum. ( Yokbide para mı verecektik, transfer ücreti. )


Yanımda biri oturuyordu doğal olarak.( Mesai bitimi toplu taşım araçları hiç boş olmazdı ki. Genellikle yanımda oturan kişinin bana temas etmesinden aşırı rahatsızlık duyar, onu gebertmek isterim. Ne ala, yanımdaki varlık bana ilişmeden köşesinde oturuyordu. Gerçi bu temassızlıkta benim payım çok daha fazlaydı. Birinin yanına otururken kucağıyla yanı arasındaki kalın çizgiye dikkat ederim. Elimi kolumu da usturuplu tutar sağa sola yaymam.)


Bu varlık sinmiş olduğundan pek ilgimi çekmişti. Kendi halinde naif varlıklara olan zaafım, ona sevgi gösterme isteği uyandırmıştı içimde. Yalnız ilgimi çeken ikinci bir şey daha vardı; cinsiyeti.


Devamı pek yakındah.

4 comments:

b. said...

merak merak merak... :)

DİBİNE DÜŞMEYEN ARMUT said...

ihya oldum =))
merakınızı uyandırmak benim için bir şereftir hanfendi ;)

Anonymous said...

sen bundan seri oluşturacaksın anladım. bu sefer ısrar etmeyeceğim =)

Can said...

uhuu.. polisiye dizilerin sezon sonu bölümleri gibi olmuş (: